Sinema Sektöründe En Çok Kullanılan Kelimeler ve Anlamları

SPAGHETTI WESTERN – 1960’larda pek yaygın olan bir film türü, İtalya’da küçük bütçelerle çekilen kovboy filmleriydi. Oyuncu Clint Eastwood ve yönetmen Sergio Leone bu filmlerle ün kazandılar.

FLASHBACK – GERİYE DÖNÜŞ, – Dramatik etki amacıyla veya hikâye gereği, olayların kronolojik sırasında geçmişe dönüş.

DIRECTOR’S CUT – İLK KURGU – Bitmiş kopyada görüntü ve seslerin, yönetmenin istediği gibi olduğu kurgu. DGA Temel Kuralı, yönetmene, filmin ilk kurgusunu istediği gibi yapma hakkı tanır.

A AND B CUTTINIG – A-B BANT – Kurguda bir negatif kesim (NEGATIVE CUTTING) tekniği. 16 mm filmde eklerin (SPLICES) gözükmemesi içinkullanılır. İlk plan (SHOT) A bobine konur, peşine, B bobine konacak planın karşılığı olarak siyah amors (LEADER) konur. İkinci plan B bobine konur ve başına, A bobindeki planın karşılığı olarak siyah amors konur. Takip eden planlar, karşılarına siyah amors gelecek şekilde dizilir. Her iki bobin, aynı ham filme (STOCK) ayrı ayrı basılır, böylece planlar, aralarında yapışma olmadan biraraya gelmiş olur. Bu işlem 35 mm film için şart değildir, çünkü kareler (FRAME), aralarındaki yapışma yerini göstermeyecek kadar büyüktür. A—B bant, 16 ve 35 mm filmde erime (FADE) ve geçme (DISSOLVE) yapmak için de kullanılır. Geçme veya bindirme (superpoze) (SUPERIMPOSITION) yaparken iki plan, A ve B bobinde birbirlerinin üstüne gelecek şekilde konur. İkiden fazla bindirme veya yazılar (TITLES) vs. için daha fazla bobin (C, D, vs.) kullanılabilir.

‘A’ MOVIE (‘A’ PICTURE)- A FİLMİ- (Bak ‘B’ MOVIE) 

1) Büyük bütçeli, oyuncu kadrosunda ünlü oyuncu-ların bulunduğu, ticari yönden birinci derecede yer alan sinema filmi.
2) İki film gösterilen bir salonda oynatılan ilk film

BACKGROUND (Kısa: BG) – ARKA PLAN
1- Sahnenin, kameradan uzakta ve hareketsiz geri bölümü.
2- Bir sahnede geçen olayın arkasındaki gerçek veya yapay dekor.
3- Geri plandaki olayda veya ambiyans için kullanı-lan
figüranlar

BACKLIGHT – ARKADAN AYDINLATMA – Siluet veya hâle etkisi yaratmak için bir cismi, kamera bakış açısına göre geriden aydınlatma tekniği.

BLACKS – FON BEZİ – Pencere veya kapılardan sızan istenmeyen gün ışığını kesmek için kullanılan siyah kumaş. Kimi küçük dış gece planlarını gündüz çekmek için de kullanılır. Bir istisna: ‘Streets Of Fire’ filmi çekilirken, gece planlarını gerçekten gece çekmek çok pahalıya geleceğinden, Universal Stüdyolarının “arka bahçe”sinin büyük bölümleri perdelerle karartıldı.

BLIMP – BLİMP – Kamera için magnezyumdan yapılmış, lastik ve plastik köpükle astarlanmış ses yalıtım kutusu. (Bak. BARNEY)

BOOM OPERATOR – BUM OPERATÖRÜ – Mikrofon bumunu kullanan ses ekibi elemanı.

BOX OFFICE – GİŞE, GİŞE HASILATI
1- Sinema salonlarında bilet satın alınan yer. 2- Bir filmin bilet satışlarından sağlanan gelir.
3- Potansiyel bir gelir sağlama şansı olan unsur (Robert Redford iyi bir BOX OFFICE olarak kabul edilir.)

BREAKDOWN ( = SCRIPT BREAKDOWN) – DÖKÜM
1- Yapım yönetmeni (PRODUCTION MANAGER) ya da yönetmen yardımcısının yaptığı, çekim senaryosundaki her bir unsurun teker teker belirtildiği ayrıntı döküm tarzı. Bu unsurlar, yapımı en etkin ve ekonomik yönden gerçekleştirecek şekilde yeniden düzenlenir.
2- Senaryo danışmanının (SCRIPT SUPERVISOR), senaryonun zamanlaması (TIMING) hakkında hazırladığı
ayrıntılı rapor.
3- Kurgunun başlangıcında filmin bağımsız bölümlerinin ayrılması.

BUDGET – BÜTÇE – Bir filmi yapmadan önce yapımın getirebileceği her türlü harcamanın tahminini yapma çabası. Hatasız bir bütçe ancak senaryo dökümü ve yapım şeması hazırlandıktan sonra yapılabilir. Yapım sırasında her yeni bilgi gelişinde veya şartların her değişişinde bütçede değişiklik yapılması, sıkça rastlanan bir durumdur.

BUTTERFLY (= SILK) – Çekim sırasında parlak güneş ışığını ve sert gölgeleri yumuşatmak için kullanılan büyük beyaz kumaş.

CAMEO – Bir filmde gişe hasılatını (BOX OFFICE) arttırmak için ünlü bir oyuncunun oynadığı küçük bir rol.

CAMERA CAR – KAMERA ARABASI – Hareket halinde bir aracı veya kişiyi çekmek için kamera, kameraman, yönetmen, kamera asistanı ve başka gerekli kişileri taşıyan özel yapılmış araba.

CAMERA CREW – KAMERA EKİBİ – Görüntü yönetmeni (DIRECTOR OF PHOTOGRAPHY), kamera operatörü (CAMERA OPERATOR), birinci kamera asistanı (FIRST ASSISTANT CAMERAMAN), ikinci kamera asistanı (SECOND ASSISTANT CAMERAMAN), kaset
doldurucudan (FILM LOADER) oluşur.

CAMERA MOVEMENT – KAMERA HAREKETİ – Bir film  kamerasının yatay çevrinme ‘pan’ (PAN), dikey çevrinme ’tilt’ (TILT) ve kaydırma (TRACKING) hareketleri. Yerinde yapılmış iyi kamera hareketleri, sahneye derinlik, drama ve ritim kazandırır.

CAMERA OPERATOR (=SECOND CAMERAMAN) –
Görüntü yönetmeninden komut alarak kamerayı kullanan kamera ekibi elemanı. Işıklandırmanın düzenlenmesinden veya kamera hareketlerinin stilinden sorumlu değildir. Olayı çerçeve içinde tutmak, gelişen olayı takip etmek, kamera hareketlerinin amaçlı yapıldığını hissettirmekle sorumludur.

CAST LIST – OYUNCU LİSTESİ – Karakter / oyuncuların isim, adres, telefon numarası, menajer bağlantısını gösteren, alfabetik sırayla veya yapım şemasındaki (PRODUCTION BOARD) sıraya uygun yazılmış liste. Genel bilgi için dağıtılanların dışında yetkililere ve sendikaya gönderilen özel listelerde ücretleri de belirtilir.

CASTING DIRECTOR – OYUNCU SORUMLUSU – Bir film veya televizyon projesi için oyuncularla görüşen, ücretleri için pazarlık eden ve onları işe alan kişi veya firma. Yönetmen ve yapımcının emrindedir ve yapımcıyı temsil eder.

CHILD ACTOR – ÇOCUK OYUNCU – 18 yaşından küçük oyuncu. Çalışma saatleri ve şartları sıkı kurallarla düzenlenmiştir. Çocuk oyuncu kullanılacağı zaman sette bir sosyal gözlemci (WELFARE WORKER / TEACHER) bulundurmak gerekir.

CUT – KESME
1- Erime, geçme gibi bir etki kullanmadan bir planın peşine öbürünün eklenmesi.
2- Tamamlanmış bir filmin versiyonu. Bak. DIRECTOR’S CUT, FINAL CUT.

DIRECTOR OF PHOTOGRAPHY (= CAMERAMAN, CINEMATOGRAPHER) – GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ –  Yönetmenle işbirliği yaparak bir filmin sahnelerinin ışıklandırılması, çerçevelenmesi ve çekiminden sorumlu kişi. Sendika kuralları gereğince kendisi kamerayı kullanmaz (bu, kamera operatörünün işidir) ama ışık ve kamera ile ilgili her şey onun kontrolu altındadır.

DIRECTOR OF PHOTOGRAPHY (= CAMERAMAN, CINEMATOGRAPHER) – GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ –
Yönetmenle işbirliği yaparak bir filmin sahnelerinin ışıklandırılması, çerçevelenmesi ve çekiminden sorumlu kişi. Sendika kuralları gereğince kendisi kamerayı kullanmaz (bu, kamera operatörünün işidir) ama ışık ve kamera ile ilgili her şey onun kontrolu altındadır.

DISTRIBUTOR – DAĞITIMCI, İŞLETMECİ – Bir filmin sinemalarda oynaması için reklam kampanyasını hazırlayıp gerçekleştiren, kopyaları bastıran, gösterimcilere sunan ve hasılatı toplayıp bunu, anlaşmaya göre kâr payı sahiplerine dağıtan şirket. Sinema salonlarına dağıtım için dağıtımcıya ödenen ücret, filmin kiralama gelirleri (gişe hasılatı değil) üzerinden anlaşmaya varılan bir yüzde ile belirlenir. Bir dağıtımcı, sinema salonları dışında televizyon, kablolu televizyon, video, silahlı kuvvetler, okullar, kitaplıklar gibi alanlarda da dağıtıma yetkili kılınabilir. Birçok büyük stüdyonun kendi dağıtım şirketleri vardır. Bunlar hem kendi stüdyolarının yaptığı, hem de negatifini satın aldıkları filmlerin dağıtımını yapar. Dağıtım bölümü, yapım bölümünün kararlarına katkıda bulunur. Bir filmin gördüğü ilgi, o filmin benzerlerinin yapılmasında veya satın alınmasında etkili olur.

DOLBY – DOLBİ – Seslerin kayıt ve dinletilmesinde, gürültü azaltıcı sistemin patent markası. Gösterim sırasında filmin ses kalitesini yükseltmek için pek çok sinema salonu Dolbi sistemle donatılmıştır ve bir filmin bütçesinin yapım sonrası ve dağıtım kalemine Dolbi masrafları da konmalıdır. Dolbi sistemi olmayan salonlar için Dolbi sistemsiz kopyalar yapılmalıdır. Ultra-stereo adıyla bilinen rakip bir sistem, salon sahipleri için daha az masraflıdır.

DOLLY – ŞARYO, ARABA – Kaydırma planları çekmek için kullanılan, kamera ve kamera operatörünü taşıyan, raylar üzerinde veya şişme tekerleklerle zeminde hareket eden araba. Şaryocu (DOLLY GRIP) tarafından yürütülür. Bak. CRAB, ELEMACK, WESTERN DOLLY.

EDITING – KURGU, MONTAJ – Bir filmin parçalarını ve ses bandını, bir hikâyeyi mantıki ve uyumlu bir şekilde anlatabileceği bir sıralamaya koymak. İşlem basamakları şöyledir: Kaba kurgu (ROUGH CUT)- seçilen parçaların ilk mantıksal sıralanması; İnce kurgu (FINE CUT)- üzerinde daha ayrıntılı çalışılmış versiyon; Son kurgu (FINAL CUT)- negatifin buna göre kesileceği son şekil.

EDITOR – KURGUCU – Filmi kurgulayan kişi. Bu iş çoğu zaman bir yönetmeninki kadar yaratıcılık gerektirir. İyi bir kurgucu, ustaca kesmeler, ara kesmeler ve canlı bir ses bandı yardımıyla vasat bir filmi, ilgi çekici hale getirebilir. Yardımcısıyla beraber ön hazırlık (PREPRODUCTION) devresinde çalışmaya katılan, yapım boyunca günlükleri (DAILIES) bağlayan ve film fazla karmaşık değilse, ana çekimler bittikten dört-altı hafta sonra kaba kurguyu bitiren kurgucular giderek artmaktadır. Bak. CUTTER.

END CREDITS – SON JENERİK – Bir filmde çalışan oyuncu ve ekip listesi. Çeşitli kişi ve kuruluşlara teşekkür yazısı ile IATSE ve MPAA damgaları da bu listenin sonunda bulunur. Baş jenerikteki yazılar durağan olarak teker teker göründüğü halde, son jenerik yazıları çoğu zaman aşağıdan yukarı doğru akarak geçer.

FILM – FİLM
1) Sinemada gösterilen film.
2) Fotoğraf görüntüleri saptamak için kamerada, saptanmış görüntüleri perdeye yansıtmak için de projektörde kullanılan, asetat tabanlı, bir yanı duyartabaka kaplanmış, hareketini sağlayan tamburlardan geçmesi için kenarları delikli şerit.

FILTER – FİLTRE – Kameranın veya baskı makinesinin objektifi önüne konduğunda, tayfın belirli dalga boyundaki bölümlerini emen, renk dengesizliğini düzelten veya ışığı dağıtan şeffaf, beyaz veya renkli, cam veya jelatin levha. Başlıca filtreler şunlardır:
1) Günışığı veya 85 – Lamba ışığına göre dengelenmiş filmle gün ışığında çekim yaparken kullanılır.
2) Diffüzyon (Diffusion) – Işığı dağıtır, gölgeleri ve sert
çizgileri yumuşatır.
3) Sis (Fog) – Diffüzyon filtresi gibidir ama ayrıca bir sis etkisi yaratır.
4) Dansite, Yoğunluk, ND (Neutral Density) – Filme ulaşan
ışığın yoğunluğunu azaltır.
5) Polarlama (Polarizing) – Parlama ve yansımaları kontrol için.
6) Ültraviyole, Morötesi UV (Ultraviolet, Sky Filter) –
Gökyüzünden yansıyan morötesi ışınların verdiği maviliği azaltır.

7) Koruyucu (Protection) – Kamera objektifini su damlası, yağmur, kum, toz gibi şeylerden koruyan optik cam.

FILTER FACTOR – FİLTRE FAKTÖRÜ – Filtre kullanılmayan durumda belirlenen doğru pozlamanın, filtre kullanıldığı zaman da elde edilebilmesi için çarpılması gereken rakam. Filtrenin ışık emici özelliğinden dolayı pozlamanın bu oranda arttırılması gerekir.

FISHEYE LENS – BALIKGÖZÜ – Deforme bir görüntü veren aşırı genişaçı objektif.

FLAT
1) Negatifte veya Kopyada kontrastı veya alan derinliği çok az olan görüntü.
2) Bir setin hareketli geniş bir bölümü.

FOCUS (i) – ODAK – Bir objektiften geçen ışık ışınlarının bir görüntü vermek için birleştiği nokta.

FOCUS PULLER – BİRİNCİ ASİSTAN, ODAKLAYICI –

Objektif  ile oyuncu arasındaki uzaklığı bir şerit metre ile ölçerek tespit eden ve buna göre net ayarını yapan kamera ekibi elemanı. Kamera ve kamera malzemesinden, öbür kamera asistanları kadar o da sorumludur. Bak. FIRST ASSISTANT CAMERAMAN, SECOND ASSISTANT CAMERAMAN.

FOG – SİS
1) Yanlışlıkla ışık almasından dolayı filmde beliren yoğunluk.
2) Görsel etki için bir sahnede sis makinesiyle yaratılan hava yoğunluğu.

PAN AND TILT – Kameranın pan (yatay çevrinme) veya tilt (dikey çevrinme) yapabilmesi için sehpaya takılan parça.

REPLAY (= PLAYBACK) –
1) Kaydın iyi yapılıp yapılmadığını kontrol etmek için bir görüntü veya ses bandını başa sarıp tekrar izlemek.
2) Filmin ses bandına konacak olan müzik parçasını önceden kaydedip, oyuncuların bu müziğe göre dans
etmelerini veya davranmalarını sağlamak için çekim sırasında izletmek.

SCENE – SAHNE
1) Bir sahne, belirli bir mekânda (LOCATION) geçen veya kendi içinde bir hareket bütünlüğü olan tek plandan veya planlar dizisinden oluşabilir.
2) Senaryo dökümünde (BREAKDOWN) sahne, mekân ve zaman birliği içinde oluşan olay veya söylenen sözler
anlamına gelebilir. Her sahneye bir numara verilir.
Genellikle bir oyuncunun sahneye girmesi veya sahneden ayrılmasıyla sahne numarası değişmez ama bu, kesin bir kural değildir.

SCREENPLAY (=SCRIPT, SCENARIO) – SENARYO –
Karakterlerin davranışlarının, sözlerinin (DIALOGUES) ve çoğu zaman kamera hareketlerinin belirtildiği, sahnelere ayrılmış, özel bir sayfa düzeninde yazılmış olan ve bir filmin temelini oluşturan metin. Çekim sırasında senaryoda değişiklikler yapılması sık rastlanan bir olaydır.

SCREENPLAY BY – SENARYOYU YAZAN – Senaryo yazarına jenerikte verilen unvan. ‘Yazan’ (WRITTEN BY) unvanından farkı, senaryoyu yazanın, özgün hikâyeyi yazandan ayrı kişi veya kişiler olduğunu göstermesidir. ‘Yazan’ (WRITTEN BY), hem özgün hikâyeyi, hem de senaryoyu aynı kişinin yazdığını belirten unvandır.
SCREEN TEST – DENEME FİLMİ – Bir oyuncunun role uygun olup olmadığını anlamak veya bir kişinin perdede nasıl göründüğünü izlemek için yapılan deney filmi.
SCREENWRITER – SENARYO YAZARI – Sinema filmleri ve televizyon için film hikâyesi, tretman, senaryo yazan kişi.

SOUND CREW – SES EKİBİ – Genellikle üç kişiden – ses kayıtçı (PRODUCTION MIXER/ SOUNDMAN/ RECORDIST),
bum operatörü (BOOM OPERATOR) ve kablocu (CABLE PULLER) – oluşan ses kayıt ekibi.

 

 

 

SPAGHETTI WESTERN – 1960’larda pek yaygın olan bir film türü, İtalya’da küçük bütçelerle çekilen kovboy filmleriydi. Oyuncu Clint Eastwood ve yönetmen Sergio Leone bu filmlerle ün kazandılar.

STORYBOARD – STORİBORD, TASLAK – Bir filmin kimi sekanslarının veya tamamının görüntülerinin çekildiği zaman nasıl görüneceklerini gösteren çizim veya fotoğraflardan oluşan taslak. Alfred Hitchcock,

DUBLÖR – Bir oyuncuya benzeyen veya benzetilen ve tehlikeli sahnelerde onun yerine oynayan kişi.

ZOOM LENS – ZooM OBJEKTİF – Sinema, video ve fotoğraf kameralarında kullanılan, normal, genişaçı ve teleobjektif özelliklerini taşıyan odak uzunluğu değişken objektif. Değişik odaklı objektifler kullanmak için objektif değiştirmeyi gereksiz kılar. İleri veya geri zum yaparak kamerayı yerinden oynatmadan ve net ayarını değiştirmeden bir cisme yaklaşma veya ondan uzaklaşma etkisi sağlar.

Fragman, herhangi bir filmin veya dizinin tanıtımını yapmak amacıyla oluşturulmuş kısa film. Genellikle tanıtılacak filmin ilgi çekici kısımlarından montaj yoluyla oluşturulmuş birkaç dakikalık bir filmdir. Günümüzde sinemaların yanı sıra TV’de ve internette de yayınlanır.

Kafa sesi veya dış ses sinemada veya tiyatroda hikâyenin anlatımına katkı sağlamak üzere oyuncuların haricinde arka planda duyulan konuşma sesidir. Bir tür sesli düşünme tekniğidir.

Treatman veya geliştirim senaryosu, genellikle film, televizyon programı ve radyo oyunu için tasarlanır. Sahne kartları ve senaryonun ilk aşaması arasındaki adımdır. Treatman genelde sinopsisden uzun, film öyküsünden kısa olur.İdeal bir tretmanın uzunluğunun ne kadar olduğuna dair bir fikir birliği yoktur. Treatman, bir sanat eserinden ziyade filmi, yapımcılara ve ajanlara pazarlama metnidir. Öykü geliştirilirken, çekilecek filmin akışı ve her görüntüsü bu evrede tasarlanır. Öyküdeki her çekim içeriği ve bunun ayrım içindeki yeri tam olarak belirlenerek tıpkı perdede görüntüleneceği biçimde yazılır. Lakin yeri tanımlayıcı görüntüler yazılmaz. Örneğin; 20 planda Paris Kulesi gösterilicekse bu ve bunun gibi şeyler treatmana yazılmaz.

İki tür treatman vardır. Biri orijinal treatman taslağı, yazının gelişimi sürecinde oluşur;diğeri sunum treatmanı, sunum materyalı olarak tasarlanır.

Soundtrack Türkçede tam karşılığı bulunmadığı için genellikle film müziği olarak kullanılan, İngilizce kökenli bir kelimedir.

Sekans, Birbiriyle yakın ilişkisi olan sahnelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Süreklilik içermezler. Olaylar farklı zaman ve mekanda olmasına karşın birbiriyle ilişkilidir.

Rabarba sinema veya televizyonda kalabalık sahnelerin çekimlerinde kalabalığı oluşturan figüranların hep bir ağızdan konuşur gibi yapıp anlamsız sesler çıkararak uğultu şeklinde bir ses efekti oluşturmasıdır. Anlaşılmayan kalabalık insan gürültüsü olarak da tarif edilebilir. Bu gürültüyü yapana rabarbacı eylemin kendisine de rabarba yapmakdenir. Bazen yanlış olarak labarba şeklinde de telafuz edilir.

Çekim programı bir film üretimi için her günün çekiminin bir proje planıdır. Üretim yöneticisine üretim programını idare etmesi için rapor eden asistan yönetmen tarafından yaratılır ve idare edilir. İki programda nerde ve ne zaman üretim kaynaklarının kullanıldığını belirterek bir zaman çizgisini gösterir.

ASA duyarlığı (İngilizce: ASA film speed, ASA rating), fotoğraf veya sinema filmlerinin ışık duyarlığını belirten ve yakın zamanlara kadar kullanılmış olan bir ölçü sistemidir.

DIN duyarlığı (İngilizce: DIN film speed), fotoğraf veya sinema filmlerinin ışık duyarlığını belirten ve yakın zamanlara kadar kullanılmış olan bir ölçü sistemidir.

Sinematograf (κίνημα kínēmahareket ve γράφειν grápheinyazmak hareket yazıcı anlamında), Auguste ve Louis Lumière’in tasarladığı,13 Şubat 1895’te Fransa için patentini aldıkları, görüntüleri kaydetmeye ve bir ekran üzerinde yansıtmaya yarayan aygıt.

Altyazı, TV ve sinemada özellikle yabancı dilde çekilmiş orijinal seslendirmesi olan filmlerde diğer dillerdeki izleyicilerin filmi seyrederken filmin altındaki yazıyı okuyarak filmde geçen diyalogları ve filmin konusunu anlamasını sağlayan bir görsel yöntemdir.

Fakat birçok ulusal kanal ülke içindeki okur-yazar durumuna göre filmleri dublaj yöntemi ile kendi anadilinde yayınlar. Altyazı genel olarak sinema, VCD veya DVD’lerde kullanılan bir yöntemdir.

Retrospektif (İngilizce ‘retrospective’ ve Latince retrospectare, “geriye bakmak”) genel olarak meydana gelmiş olayların gerisine, geçmişine bakmak anlamına gelir.

post-production: Film tamamlandıktan sonra yapılan işlemler(kurgu,efektler…)

pre-production: Filme başlamadan önce yapılan işlemler(set,casting,senaryo…)

storyboard: Yapım çizeri tarafından senaryodaki sahne veya kamera açılarının istenilen şekilde çizilmesi.

CAM
Bu ifade bildiğimiz sinema çekimi filmler için kullanılan ifadedir. Görüntü ve ses kötüdür. Kamera sabitlenmediği için görüntüde sallanmalar, titremeler olur. Mecbur kalmadıkça indirmemenizi tavsiye ederim.

TS
Yine sinema çekimi filmler için kullanılan bir ifadedir ancak bunda kamera 3 ayak yardımıyla sabitlenir. Ses insan gürültüsünden daha uzak, hoparlöre daha yakın bir yerden kaydedilir. Genelde camrip filmlere göre çok daha iyi görüntü ve sese sahiptir ancak yine kullanılmasını önermediğim bir türdür.

TC
Filmin telecine makinesiyle kopyalanması ile ortaya çıkar. Görüntü ve ses kalitesi teoride DVDRip düzeyinde olması gerekir ancak pratikte durum bu olmaz. Renkte solma, kenarlarda titreme gibi durumlar oluşabilir. İzlemeden önce örnek dosyasını bulup denemenizi öneririm.

PPVRIP
Açılımı pay per view ripdir. Bazı filmler dvd veya bluray çıkmadan önce otellerdeki televizyonlarda para ile izlenebilir. Bu tür ripi yapan arkadaşlarda o kayıtlardan yaparlar. Görüntü genelde iyi olmaz.

DVDSCR
Film çıkmadan tanıtım amaçlı vhs kasedi bazı yerlere gönderilir. Bu kasetlerden riplenen filmlere screener filmler denir. Görüntü kalitesi çok iyi de olabilir, çok kötü de olabilir. En büyük dezavantajı film esnasında altta, ortada ya da üstte geçen telif hakkı yazılarıdır. Bazen çok büyük ve rahatsız edici olabilir bu yazılar.

R5 (Region 5)
Rusya için üretilmiş ucuz sürüm DVDlerdir. Görüntü normal dvd kadar iyi olmayabilir. Normal dvd çıkmadan bir süre önce çıkar genellikle. Bu tip filmlerde gördüğünüz line ifadesi sesin dvd dışında başka bir kaynaktan geldiği anlamına gelir. Kısaca ses kötüdür. Diğer bölge kodları: R1: Amerika-Kanada, R2: Japonya-Avrupa-Güney Afrika ve Orta Asya (Mısır), R3:Güneydoğu ve Doğu Asya, R4: Avustralya-Yeni Zellanda-Pasifik-Orta ve Güney Amerika-Meksika ve Karayipler, R5: Doğu Avrupa (Eski Sovyet Rusya)-Hindistan-Afrika-Kuzey Kore ve Mongolya R6: Çin

DVDRIP
Filmin piyasaya sürülen DVDsinin son kopyasıdır. Kalite olarak orjinal DVD ye çok yakındır. Ses ve görüntü Cam, TS, TC ve DVDSCR’ye göre kat kat iyidir. Genelde 1 cd boyutundadır. Ancak günümüzde bluray disclerin çıkması ile popülaritesini yitirmektedir.

DVD5
DVDnin riplenmeden sunulmuş şeklidir. Bu sunumlarda kamera arkası görüntüler, röpörtajlar vs. olabilir.

DVD9
Yüksek kapasiteli DVDlerin riplenmeden sunulmuş şeklidir. Aynı DVD5 gibi bunda da ekstra görüntüler olabilir.

BRRip
Bu filmlerin kaynak görüntüsü bluray veya blurayden riplenen hd görüntülerdir. Boyut olarak genelde 1 veya 2 cd boyutunda olur. Görüntü DVDRip den daha iyidir.

BDRip
BRRipden tek farkı ham bluray discden riplenmesidir.

480p
Çözünürlükleri genelde 720 x 400 dir. Blurayden riplenir. Görüntü ve ses kalitesi çok iyidir. Boyutları genelde 2,5 gb civarındadır.

m720p
Çözünürlüğü 720p ile aynı olur ancak saniyede akan veri miktarını azaltarak oluşturulur. Genelde 500-1500 kbps ye düşürülür. Çözünürlükte 720p den farkı yoktur ancak detaylar ve görüntü kalitesi azalır. Bu fark 15 veya 17 inç ekranlarda fark edilmeyebilir ancak 20 inç üzeri ekranlarda belirgin şekilde fark edilir. Boyutları genelde 1 gb civarında olur.

720p
Çözünürlükleri genelde 1280 x 720 dir. Blurayden riplenir. Görüntü ve ses kalitesi mükemmeldir. 4000-6000 kbps arasında olur. Seslerde DTS bulma imkanı vardır. Boyutları 4,5-6,5 gb civarında olur genellikle.

m1080p
Çözünürlüğü 1080p ile aynı olur ancak saniyede akan veri miktarını azaltarak oluşturulur. Genelde 2000-2500 kbps ye düşürülür. Çözünürlükte 1080p den farkı yoktur ancak detaylar ve görüntü kalitesi azalır. Boyutları genelde 2-2,5 gb civarında olur.

1080p
Çözünürlüğü 1920 x 1080 dir. Blurayden riplenir. Görüntü ve ses mükemmel ötesidir. 10-12 gb civarındadır sunumlar. 11-13 mbps arasındadır.

BD Remux
Bluraydeki görüntünün rip işlemine maruz kalmadan kullanılmayacak seslerin ve altyazıların çıkarılması ile oluşur. 25-30 GB arasında olur.

Bluray Disc
Blurayin hiç bir işleme maruz kalmadan ham olarak sunulmasıdır. Daha iyi bir sunum bulamazsınız. 30-40 GB arasındadır.

FİLMLERİN SUNUMLARINA DAİR BAZI BİLGİLER

Director Cut
Adından da anlaşılacağı gibi yönetmenin istediği sahnelerle eklentiler yapılmış olan versiyondur, yani filme yönetmenin yorumu katılarak tamamlanan versiyon.

Theatrical Cut
Yönetmenin prodöktörle yaptığı anlaşma çerçevesinde yorum katmayarak, filmin anlaşmasına sadık kalarak yaptığı versiyondur. Kısaca sinemada gösterildiği versiyonudur. Eğer sunumda bir şey belirtilmediyse genelde theatrical cut versiyondur.

Extended Cut
Bu sunumlarda sinemada gösterilen versiyondan farklı sahneler bulunur. Yani filmin kurgusuna bağlı kalınarak yeni sahneler eklenir. Bu sahneler kimi zaman bir kaç saniye iken kimi zaman bir saate kadar çıkabilir. Örneğin Fast Five filminin Extended cut versiyonu Theatrical Cut versiyonundan 5 saniye daha uzundur. Lord Of the Rings 3. filmi ise Sinemada 3 saat 20 dakika oynamışken extended versiyonu 4 saat 20 dakikadır.